Archive for August, 2016

LOBBY ÇALIŞMASI NASIL OLMALI…!!

Sunday, August 21st, 2016

Hollanda’da “Avrupa” yaşayan Türk toplumuna şöyle bir çalışma için davette bulunmak istiyorum.

Lütfen bir araya gelip senci benci bir ayrışmadan vazgeçip ortak noktalarımızdan yola çıkarak birlikte bir düşünce çalışması içine girelim.

Bu çalışma olmadığı sürece böl parçala düşüncesinin yemleri olmaya devam edeceğiz. Büyük balığın küçük balığı yemesi misali.

Bu amaç doğrultusunda üzerime düşen her türlü katkıyı sunmaktan onur duyarım.


Sevgi ve saygılarımla

Resul Özdemir

Hollanda Elazığ’lılar Derneği Başkanı

2003-2007 / 2007-2011 Güney Hollanda Eyalet Milletvekili



Dipnot;

Yaklaşık 3.5 veya dört yıl önce ilk etapta Türkiye kökenli  iş adamlarına ve akabinde STK’lara sunduğum çalışmanın ana başlıkları aşağıda bulabilirsiniz.


Malesef o günlerde kendini dev aynasında görüp biz zaten bir Federasyonun parçasıyız başka bir çatının altında olmayız diyen benciller olayı sekteye vurdular.


Zamanında yapılsaydı şu anda elimiz daha da güçlü olurdu ama malesef yapılmadı fakat yapılması için geç kalınmış değildir..


Aşağıdaki yazı Hollanda için yazılmıştır.


Fakat isteyenler için başka ülkelere yönelik çalışmaları ve analizleri de yaparak rasyonel bir çalışma içine girmelerine yardımcı olabiliriz….


LOBBY ÇALIŞMASI NASIL OLMALI.



Lobby çalışmalarını GOOGLE aradığımız’da karşımıza genellikle TABAK, İLAÇ ve YAHUDİ lobisi konulu şeylerle karşılaşıyoruz.


* Bu sektörlerin sonuncusuda genellikle son dönemlerde Wilders ile ilgili bağlantılar’la birlikte yazılıyor.


* Tabak endüstrisi lobby çalışmaları nasıl oluyor diye baktığımızda:!!

Genellikle ekonomik getirisi ile yasa çıkarıcılar baskı altına alınıyor. Bu baskılar aynı zamanda media aracılığıyla tabiri caizse beyin yıkamaya dönüşüyor. Yapmış oldukları sosyal çalışmalar ile de imaj yaratılıyor. Bu imaj yaratma olayını’da genellikle toplum tarafından sevilenler aracılığıyla yürütülüyor. Film’lerde ünlü kişilerin tabak türü şeylerin kullanması ön plana çıkıyor.


* İlaç sektörü ise genelde sağlık sektöründe belli bir konuma sahip olan basını ilmi çalışmaları “kendilerince” araştırma yazısı halinde sunarak toplumu önümüzdeki dönemde yapacaklara hazır hale getiriyorlar. Bunun en güzel örneği ise yakın zamanda yaşadığımız Meksika gribi aşısı veya Domuz gribi aşısı olarak gösterebilirim. Mesela ilacı geliştiren firma’daki şahıs aynı zamanda Devlet’in sağlık konusunda danışmanlık hizmeti veriyordu. Güvenilirlik önemli bir öğe olarak yine karşımıza çıkıyor. Fakat bu yetmediği için genellikle bu tür firmaların Dr.’lar aracılığıyla kullanılan ilaçlar ile birlikte yönlendirme yaptıkları herkes tarafından biliniyor. Aynı zamanda çeşitli sempozyum’larla bilimsel bilgi ve bulgu şeklinde topluma aktarılıyor.

Islam’a karşı ise genelde terörizm ve gerici tema’larla insanlar korkutma tekniği kullanılıyor. Bu çalışmalar öteki konularda verdiğimiz gibi basın, seminer ve kendilerinin özel bir şekilde hazırladığı kurgularla meydana getirilen olaylar kullanılıyor.


Örneğin 11 eylül olayı.


Pek tabiki bu olayları gündemde tutmak için süreklilik gerekmektedir. Yani çalışmalarda süreklilik olmazsa insanlardaki bilinç altı düşüncesinde görmüş oldukları iyi olaylarla sapma olabilir.


Bu işleri yapmak için finansörlere ihtiyaç vardır.


Yukarıda belirtilen hususların ortak noktaları…

a.Siyasi’lerin agenda’sını takip etmek

b. Finans kısmı sağlam bir yere oturtmak

c. Raad van commissarissen “Yöneticileri yönlendiren danışmanlar” dediğimiz kurumu oluşturmak ( bu görevi genellikle tanınmış kişiler yerine getiriyor)

d. Basın ile ilişkileri sağlam bir zemine oturtmak

e. Köşe yazılarını hazırlamak ( bazen ingezonden dediğimiz mektup’lar basına göndermek)

f. Sosyal faaliyetler ile imaj yaratmak

g. Kahvaltı veya yemek partileri organize edilerek bire bir markaj uygulamasına geçmek.

h. Kendisi gibi düşünen veya yakın gördükleri gruplarla ortak çalışmalar içinde olmak.

i. Okul’larla iyi bir ilişki geliştirmek (bu sayede bilimsel olay’mış gibi dışarıya bir imaj yaratmak)

j. Sempozyum’lar düzenlemek ( burada çıkan sonuçları toplumla paylaşmak)



Sevgi ve saygılarımla

Resul Özdemir

Ben DARBE SEVERİM

Monday, August 15th, 2016

Son dönemde önüne gelen herkes darbeye karşı çıkıyor gibi yaparak, darbenin her türlüsüne karşı olduğunu belirtiyor. 

Sanki daha düne kadar ben diyordum; bu hükümet’ten kurtulalım da nasıl kurtulursak kurtulalım önemli değildir diye.

Bende 15 Temmuz akşamından beri söylediğim şey; bu bir darbe değil Kaos yaratma olayıdır.

Yani Darbeye altyapı hazırlama çalışmasıdır.

Halkımız bu kalkışmaya gösterdiği tepki ise; kalkışmaya karşı darbe yaparak Kaos planını bertaraf ettiğini düşünüyordum ve halende aynı şekilde düşünüyorum.

Hani bir laf vardır ya..!!

Şeytanı azapta görmek gerek..!!

O yüzden ben darbe severim.

KUŞ’UM ile MUHABBET

Thursday, August 11th, 2016

Dün akşam kuşum pencereme konduktan sonra son günleri biraz konuştuk..

Ama sıcak bir Türk kahvesi içelim demeyi de unutmadı.

Her zaman içer içmesine de sanki bu sefer özellikle sıcak bir Türk Kahvesi dedi gibime geldi.

Ama nasıl olsa kuşum bana sözleriyle bu sıcak Türk Kahvesini açıklayacak diye de kendi kendime konuşuyordum.

İlk önce başladı Ak Parti iyi tıraşlandı demeye. Kendi kendime Ak Parti niye tıraşlandı ki dedim..

Kayıp yoktu galiba düşünürken. Şu ana kadar Ak Partinin reklam işleri ile ilgilenen şahıs gitti dedi. O konunun özel olarak incelenmesi bu günleri anlamak hususunda faydalı sonuçlar verebilir.

Yani senin de dediğin gibi bu bir darbe değildi.

Darbe olsaydı da yok demiyeceklerdi.

İşin içinde olduklarını belirtmek için  de şüphe götürmüyecek şekilde izler bıraktılar. Mesela incirlik’ten kalkan TANKER UÇAKLARI ve Darbe konularında uzman kişilerin Türkiye’ye gelmesi gibi şeyleri söyleyebilirim. Yani bak ben istersem Kaos, istersem seni veya en yakınını ortadan kaldırabilirim. Bu olayı ben yaptım ve benden kork demeye getirdiler.

Asıl amaç Türkiye’nin kendi içindeki problemler ile meşgul ederken Ortadoğu’daki dönüşümü hızlandırmak ve akabinde Türkiye’nin baş edemeyeceği problemler ile yüzleştirip tercih ettirmeye sürükleyerek ülkenin Güneyi için dışarının empoze ettiği çözümlere zorlayarak oluşumu tamamlamak olarak görebilirsin dedi.

Birde sizde güzel bir Sarı Öküz misali vardır.

Bu günlerde Batı Medyası aracılığıyla Sarı Öküz oyunu oynayarak Türkiye üzerindeki baskıyı artıracaktır. Aslında sen buna benzer bir yazıyı Arafat giderse diye daha önceden yazmıştın.

Ve;

Sarı Öküzün ne kadar hatalı bir şey olduğunu anlatmak içinde bakın gitti kendi gibi diktatör biri ile işbirliği içine girdi diyeceklerdir dedi sevgili kuşum.

Bak Batıdan ve Demokrasiden de uzaklaşıyor diyeceklerdir.

Birde senin yazdığın 100′üncü yıl sendromu meselesi var ki; son kaç gündür kendi kendime düşünüyorum ve diyorum ki, acaba bunun dile getirdiği 100′üncü yıl sendromu bu durum muydu? Ya da daha ağır bir şey mi gelecek diye de kendi kendime düşünüyorum? ” Gerçi kulağım açık olduğu için önümüzdeki günlerde tekrar pencerene gelebilirim”

Kısaca şunu diyebilirim..!!

Önümüzdeki günler birçok şeye gebedir.

Ama Sarı Öküz ve en öndeki şakşakçılara dikkat edilirse çok çok farklı sonuçlar ortaya çıkabilir..

Ve..

Enerjinizi boşu boşuna sizi anlamak istemeyenlere harcamayın.

Fakat ülkelerin dostları değil menfaatleri var bunu da tekrar hatırlamakta fayda vardır..