Neden farklı bir partiye ihtiyaç var..

Değerli bir gazateci abimiz geçenlerde UETD ile ilgili bir yazı yazdı.

 

Kendilerine saygı vede sevgide kusur işlemediğimi, üstad gözüyle baktığımı, yapmış oldugu çalışmalarda’da takdire şayan bir örnek olarak görduğumu iyi bilir.

 

Fakat bu yazıda yazmış oldukları beni bir hayli düşünceye sevk etti. Genellikle yazılarını okurken ne güzel düşünmüşte yazmış dediğim bu üstad, bu sefer malesef çok da doğru olmadığına inandığım bir tesbitte bulunmuş. Pek tabiki bu üstadımda hata yapmaya hakkı var. O’da ayri bir başlık..

Öncellikle Recep Tayyip Erdoğan’ın yapmış olduğu doğru şeylerden bahs ederek peşinden UETD’yi kurarak lobileşmenin önu’nu açtığını ima ediyor ( aslında ima ediyor, çünkü kendi fikri olduğunuda birazcık belirtiyor). Bu tür kurumların katkılariyla Türk kökenli vatandaşlarımızın yerleşik partilere üye olup orada aktif gorev alması gerektiğini ima ediyor.

 

Lobileşmeninde en baştaki şartınında partilere üye olmasını gerektiğini belirtiyor bu değerli üstadımız.

Işte bu konuda ayrılıyoruz sevgili üstadım.

 

Sizinde bildiğiniz üzere lobi işlerini yapanlar genellikle profesyonel insanlardır, pek tabiki politik vede siyasi tecrübeleri bir hayli yüksek olması lazımki çalışmalarında başarılı olsunlar.

 

Birde aşağıdaki yazı sizden alıntı bu yazdıklarım.

Bir zamanlar, ‘İslam Partisi’, ‘Türk Partisi’ veya değişik isimlerle azınlık partisi kurmak isteyenlere karşı ben de isyan etmiştim. ‘Yapmayın, kendinizi soyutlamayın. Kendinizi toplumdan ayrıştıracak partiler kurma yerine mevcut siyasi partilere girin. O zaman arkanızda destekçileriniz de olacaktır’ diye yazıp durdum. 


Bunu derken mutlaka bir hayli düşünmüşsünüzdür. Çünkü yazılarınızdan takip ettiğim kadarıyla düşünür taşınır ondan sonra yazarsınız.

 

Değerli üstadım!!

Yabancı veya Islam partisi neden olmaması gerektiğini izah ederseniz benide aydınlatmış olursunuz. 14 yıllık siyasi tecrübem olması gerektiğini ker be ker ispatladı. Bu 14 yıl icinde 8 yıl’ı  Eyalet meclisinde 6 yıl’ı grup yönetiminde son 9 ay’da ise parti lideri olarak hizmetler sundum. Ayrıca yerel”de de parti içinde çesitli görevler üstlendim.Yeşiller partisi, Hayvanlar partisi, 50+ partisi bilmem ne partisi kurulurken parti furyası diye bir yazınızı okumadım yada ben gözden kaçırdım kaçırdıysamda sizden özür dilerim. Geçenlerde 50+ Partisi başkanı bu partiye ne ihtiyaç var dendiğinde ”Tabi bunu diyen rakip partiler çünkü hergün anketlerde oy oranını artıyor bu parti” Sizler ne zaman bizim yani 50+ lerin haklarını savunduğunuz anda vede bizim bakış açımızı parti ideolojisine eklediğiniz anda ben bu partiyi fesh etmeye varımAma bu olmadığı sürece bize ihtiyaç vardır, demişti.

 

Burada söylenen veya söylenmeye çalısılan konu şu:

Alternatif olmak vede olayları gündeme taşımak.

 

Bunu 14 yıllık siyasi hayatımda hep kullandım.Belki iktidar olamazsınız ama temiz vede akıllı bir muhalefet ile iktidarın yapacağçalışmalardada yönlendirme görevi görebilirsiniz. Ayrıca söylediği söylemlerlede gündemi oluşturabılır.

 

Sevgılı vede değerli üstadım!! 2011 seçimlerinde bendeniz Unie van Democraten partisinin siyasi lideri iken sizlerin bu tür yorumlarınız bizleri seçim kampanyasında bir hayli yaraladı. (teknik direktor Denizli birşeyler söylemisti:( Icimizdeki Irlanda”lılar ))  bizler demokraside herkes kendini hür hissetmeli o yüzden bizler bir Hollanda’lı dan nasıl bir tepki alıyorsak bir Türk’tende aynı tepkiyi alabiliriz diye düşünerek herkese gerekli saygıda kusur etmedik.

Siz derken özellikle yalnız sizi yazmıyorum değerli üstadım bunun altını çizmek isterim. Ozellikle (Türk) yazılı vede söz’lu basınından arkadaşlarımız için diyorum. Benim bir lijsttrekker olarak düşüncelerimi her ne hikmetse yayınlamak istemedi. Cünkü biz yeterince reklam veremedik. Reklam verdiğimiz cok cüzi kurumlarda eşantiyondan mahiyetinde birazcik birşeyler yazdı. Tabiri caizse şu  reklamı verirsen yanında bunuda sana veririm gibi.

 

Ne oldu derseniz?

O dönemde GL, D66, CDA veya PvdA vs gibi partilerine giden oylar bize gelmiş olsaydı bugün Güney Hollanda Eyaletinde belki koalisyon ortağı vede kesinlikle Eerste Kamer’da bir sandalye sahibiydik. Oradada bir sandelyeninde ne önemde olduğunu affedersiniz ama ukalalalik ederek size anlatmak istemem. Ozellikle Türklerin önde gelenleri PvdA”ya huraaa diye vatandaşları yönlendirdiler. Yaklaşık 16bin oy bir arkadaşımıza gitti.


Peki sonuç!

Halen toplum tarafından muamalı bir sekilde o arkadaş ya Görevinde zorla el çektirildi, yada Ayrılmak zorunda kaldı. Yoksa kendisine verilmiş olan o 16bin oy’a saygısızlık etmiş olur.

 

Pek değerli ustadım.

Madem burada yerleşik partilere girip orada aktif görevler almamamızı eleştiriyorsunuz!!

O zaman bunu yapmıyanların belkide onların affına sığınarak sözcüsü olarak.

Siz neden Dünya gibi değerli bir kurumda faaliyet gösteriyorsunuz. Bilmem neden Telegraaf, AD, Volkskrant veya NRC vs.. gibi bir basın kuruluşunda yer almıyorsunuz?

 

Yani kısaca üstadım affına sığınarak söylüyorum bu konuda yanılıyorsunuz..

Birde bizim ağzımızdan bu konuyu daha detaylı öğrenip bu yazıyı yazsaydınız beni herhalde öteki arkadaşlarıda daha memnun ederdiniz. Pek tabiki dinledikten sonrada aynı şeyleri yazabilirdiniz oda sizin kendi kararınız olurdu. Onada saygım sonsuz. Bizimde kendimize göre sebeplerimiz var senin Dünya”da olman gibi.. Bizlerin hepimizin kendine göre bir bilgi vede siyasi tecrübesi var. Bu hareketi yaparkende bundan yola çıkarak böyle bir çalışmaya yöneliyoruz.

 

Sevgi vede saygılarımla.                                                   

 

Sizinde dediğiniz gibi
Not: Tartışmalar yararlı oluyor sanırım.

Leave a Reply